Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ABSÜRD YENİ DÜNYA / 2017 Kasım (2002-2017) Atıflar
Atıflar : Buenaventura Durruti Dumange : Devrimci ve sendikalist İspanyol anarşist. 1922'de Joan García Oliver ve Francisco Ascaso ile birlikte "Los Solidarios" grubunu kurdu. Bu grup 1923'te Gijón'da "Banco de España" soygununu düzenledi. Ayrıca Kardinal Juan Soldevil” y Romero suikastini de düzenledikleri
Sınıfta kaldığım o sene - Nihat Genç
Sınıfta kaldığım o sene (hikaye).......... (dikkat yazı çok uzundur) BİR
Reklam
Bizi yargıladığınız bu yerde çok yakında siz yargılanacaksınız!
Her birey bu kader vaktinde elinden geldiğince kendini savunmalı… Ve insanlığın kırbacına, faşizme ve mutlakiyetçi devleti andıran her türlü sisteme karşı mücadele etmelidir. 18 Şubat 1943 sabahı “Beyaz Gül” imzalı el ilanları Münih Üniversitesi’nin bahçesini kaplar. Bildirinin bir bölümünde yukarıda alıntı yaptığım sözler varken; geri kalanında
1950-2020 işte bu bizim hikayemiz...
VE BİZİM HİKÂYEMİZ. 50'li yıllarda Demokrat Parti'yle Hayata gözlerini açanlar. Tahta beşiklerde ninnilerle uyuyup, 60 ihtilâlinin ayak sesleriyle uyananlar. Çocukluğunu bu kargaşayla geçirip, 68 'de 18 yaşın heyecanıyla ,68 kuşağının çilesini çekenler. Bu hikâye hepimizin bilenler bilir… Bizim o yıllarda çocukluğumuz hep sıkıntılarla
BİR ORTADOĞU MASALI Bilirsiniz belki, aslında Ortadoğu diye bir yer yoktur. 19. yüzyılda başlar hikayesi… Yine bir İngiliz masalı olarak… Bir varmış, bir yokmuş, İnsanlar koyun olunca Kurtlar da çoban olmuş başlarına 6 milyarlık sürüyü, boy boy, soy soy ayırmışlar. Aralarına sınırlar koymuşlar. Yüksek yüksek, derin derin sınırlar. Sınırlar
Gıdıl İsmet...
Beni merak ediyorsanız bu resimden bana bakın. dropbox.com/s/josp2eiqbczyc... Üzerimde duran küllük, yeşile çalan taşlı çakmak ve yarım bırakılmış bir Maltepe sigarasından ibaret. Gerisi alabildiğine toz, toprak. Unuttular bizi, işe yarar yanlarımızı söküp bir boş tarlaya çektiler hurdamızı. Şimdi kurda kuşa yuva
Reklam
Bir İkindi Vakti
*** Surların gölgesinde yediğimiz karpuz biraz olsun serinletti içimizi. Çimenlerin arasından başını uzatan bir hortumdan akan suyla ellerimizi yıkadık, yüzümüze boynumuza su vurduk. Otobüsün kalkmasına daha saatler var. Arkadaşlar şehirde kalmayı tercih ettiler. Madem biraz daha burdayız, neden beton binalardan bir kafes hükmündeki şehre kendimi